14 Mart 2009 Cumartesi

Meksika'dan geçen bir kadın..

Frida Kahlo, hayatında ve eserlerinde, ülkesinin tüm renklerini bulduğum, biografisini yutarcasına okuduğum, Meksika’nın en önnemli simgelerinden biri oldu benim için. Ama bu seyahatten geriye bir başka inanılmaz kadını daha tanıyarak dönecektim. Fotoğraf sanatçısı Tina Modotti. Öncelikle 1920’li yıllarda Meksika kırsalında çektiği siyah beyaz fotoğraflar büyüledi beni, sonra da değme Hollywood filmlerine taş çıkartacak hayat hikayesi. Gerçi bir ara Hollywood’da da ünlenmişti ama o sadece hayatının kısa bir dönemiydi.

İşte Tina’nın bir solukta hayat hikayesi: 1896 yılında İtalya’da doğdu. Daha henüz 14 yaşındayken babası Amerika’ya gidince, yerel ipek fabrikasında uzun saatler çalışarak geride kalan ailesinin geçimini tek başına sağlamak zorunda kaldı.

Kardeşleri ve annesiyle Amerika’ya babasının yanına göç ettiklerinde 17 yaşındaydı. Terzi olarak iş bulduktan kısa bir süre sonra etkileyici güzelliği sayesinde model olarak çalışmaya başladı. 19 yaşında ressam ve şair Roubaix de A’brie ile tanıştı ve kısa bir süre sonra Los Angeles’ta evlendiler. Yerel İtalyan tiyatrolarında oyunculuk yaparken, Hollywood tarafından keşfedildi. O dönemin çeşitli filmlerinde başrol oynadı. Bu sıralarda tanıştığı Amerika’lı fotoğrafçı Edward Weston ile olan ilişkisi ona fotoğrafın büyülü dünyasının kapılarını açtı. Kameranın önünden, arkasına geçti.

Kocasının ölümünden sonra yerleşmeye karar verdiği Meksika’da Edward Weston’ın yardımıyla kendi stüdyosunu kurdu. Mexico City’de ki evleri devrim sonrası Meksika’lı sanatçı ve entellektüellerin uğrak merkezi oldu. Diego Rivera ve zaman zaman da Frida Kahlo evinde verdiği ünlü Cumartesi gecesi davetlerinin misafirleri arasındaydı. Diego Rivera’ya pek çok kez modellik yaptı, karşılığında onun devasa duvar resimlerini fotoğraflayan kişi oldu.

30 yaşına geldiğinde yaşadığı sosyal çevrenin de etkisiyle sosyal olaylara ve Latin Amerika’daki devrimci harekete duyarlı bir kadın haline gelmişti. Bu yeni Tina ile, Amerika’lı fotoğrafçı bu noktada yollarını ayırdılar. Sürgünde yaşayan Kübalı devrimci lider Julio Antonio Mella ile yaşamaya başladı. Ancak bu ilişkinin ömrü sadece birkaç ay oldu. Mexico City sokaklarında yürüdükleri bir akşam, Mella politik rakiplerince vuruldu ve Tina’nın kolları arasında oracıkta öldü.

Bu cinayeti Meksika’lı komünistlere saldırmak için fırsat bilen yetkililer, öncelikle cinayeti Tina’nın üzerine yıkmaya çalıştılar. Dava sırasında bütün hayatı ve ilişkileri didik didik edildi. Weston’ın çektiği çıplak fotoğrafları ahlaksızlığının kanıtı olarak ortaya kondu. Kişiliği ve kariyeri derin yara aldı. Bu sancılı dönemin sonunda aklandıysa da, komünist partinin bir sempatizanı olarak çıktığı yola, Mella’nın izinden giderek, aktif olarak katılmaya başladı. Fotoğrafçılık becerilerini Meksika Komünist Partisi’nin yayın organı El Machete’nin hizmetine sundu.

36 yaşındayken, Komünist Partisi tarafından devlet başkanına yapılan bir suikast girişimi sonrası Tina’da tutuklandı ve sınır dışı edildi. İlk durağı, altı ay kaldığı Berlin’di. Meksika’nın renklerinden ve ışığından sonra gri Almanya’ya çok fazla dayanamadı. Bir sonraki durağı Meksika’dayken tanıştığı Sovyet ajanı Vittorio Vidali’nin daveti ile Moskova oldu. Kendi sanatı ile Stalin’in devrimci sanatını bağdaştıramayınca fotoğraf makinesini bir daha eline almamak üzere dolaba kaldırdı ve kendini tamamen faşizm ile savaşmaya adadı.

Değişik kimlikler kullanarak gizlice faşist yönetim altındaki ülkelere girdi, siyasi tutukluların ailelerine yardım etti. Yakalanması işkence, belkide ölüm demekti. İspanya iç savaşı sırasında Maria takma adı ile Cumhuriyetçilerin yanında savaştı. Uluslararası yardımların, Cumhuriyetçilere ulaştırılmasındaki kilit isimdi.

1939 yılında Franco’nun galibiyeti sonrası Meksika’ya Dr. Carmen Sanchez takma adı ile geri döndü. İlk yıl, 1920’li yıllarda tanıdığı arkadaşları ile temas kurmasa da, 1941 yılında yeniden onlarla görüşmeye başladı. Tekrar fotoğraf çekmeye başlamak istiyordu, hatta bir fotoğraf makinesi arayışına bile başlamıştı. Ancak sanatındaki ikinci dönem ne yazık ki başlayamadı. 1942 yılı Ocak ayında geçirdiği bir kalp krizi sonu 46 yaşında öldü.
Bu arada Tina Modotti'ye hayran olan bir başka hayran olunası kadında Madonna. Sanatçı 1996 yılında Tina Modotti'nin fotoğraflarının Philadelphia Museum of Art'da sergilenmesi için gerekli mali kaynağın bulunması amacıyla 1963 model Mercedes arabasını müzayede ile satmış.
Tina Modotti’yi daha yakından tanımak isterseniz,
Fotoğrafları : Köneman Yayınları – Aperture Masters of Photography Tina Modotti
Biografisi: Shadow, Fire, Snow – Patricia Albers

3 yorum:

kekvekahve dedi ki...

Frida Kahlo'yu Salma Hayek şahane canlandırmıştı ve bu şahane film sayesinde Kahlo'yu tanıyıp sevmiştik. Şimdi Meksika'da iz bırakan bir başka kadını Tina Modotti’yi seninle öğrendim, ayşegül. Çok ilgimi çekti. Ancak kitabın türkçe baskısı yok anlaşılan.

çınar dedi ki...

merhaba sayende bir çok şey öğreniyoruz teşekkürler

DilemKayışlı dedi ki...

fotoğrafa olan ilgimden tina'yı biliyordum,hatta benim için tanrıça boyutunda...Çok güzel şekilde anlatmışsın.