.jpg)
.jpg)
.jpg)
Göle tepeden bakan küçük bir pansiyonun bahçesinde çay ve poğaçalardan oluşan bir kahvaltı yaptıktan sonra, bir kayık kiralayarak Bafa gölünü keşfe başladık. Antik şehir Heraklia'nın parçaları her yerdeydi. Gölün üstünde, gölün altında, kıyısındaki tepelerin üzerinde. Göl kıyısında suyun hemen altında kalan Latmos limanının parçalarını ve bazı lahitleri görmek mümkünken, daha derinlerde suyun altında kalan kısımları görmek için, gölün sularının bulanık olmadığı serin havalarda buralarda olmak lazımmış....jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
Güneş tepeye ulaşıp, biz sıcaktan oflayıp puflamaya başlayınca, kaptanımız ' durun ben sizi bir yere götüreyimde göle girip serinleyin' dedi., ve kayığının izin verdiği hızda süratli bir şekilde gölün karşı taraflarına doğru gitmeye başladık.. Bir süre sonra önümüzde belirmeye başlayan kumsal, sanki Maldiv'lerden buralara gelmiş gibiydi... Gölün bir zamanlar deniz olduğunu hatırlatan, hafif tuzlu suları, oldukça ılıktı.. Biz suya girip çıkıp oyalanırken, kaptanımızda şnorkel ve zıpkınla gölün ünlü yılan balığının peşine düştü ama pek şansı yoktu...jpg)
Kumsalda biraz dinlendikten sonra son bir gayret, Kaptanımızın oğlunun göstermeye söz verdiği mağara resimlerini görmek için arkamızdaki tepelere doğru ufak bir yürüyüş ve tırmanışa başladık. Sıcakta parmak arası terliklerle kaya tırmanışı yapmak biraz zor oldu. Buralarda mağara resimleri olabileceğini daha önce hiç düşünmediğimden ve nedense doğru dürüst bir şey göremeyeceğimizden emin olduğum içinde bir süre sonra çizilen ayaklarım yüzümden sızlanmaya başlamıştım, ama sonrasında gördüğüm tek bir resim tüm bunlara fazlasıyla değdi. O anda fark ettim ki, aslında ilk defa bu kadar eski bir sanat eserine bakıyordum. Adeta bir mağara adamı ile göz göze gelmek gibi bir şeydi. Tarifi imkansız ,harikaydı.Sonradan öğrendim ki arkeolog Annelise Peschlow bu civarda buna benzer 100'den fazla prehistorik resim bulmuş. Sizin varmıydı bilmem ama benim böylesine bir hazinenin burnumun adeta dibinde durduğundan hiç haberim yoktu..
Bafa gölü civarı, yürüyüş yapmak için çok uygun. Her bir farklı rotada insan bambaşka tarihi eserlerle karşılaşabilecek gibi. Bu seferki gezintimiz zaman açısından biraz kısıtlı oldu, ama sevgili ile karar verdik en kısa sürede burada bir kaç gün kalmak üzere geleceğiz. Hem Heraklia'nın dört bir yöndeki kalıntılarına doğru yürüyüşler yapacağız, hemde buranın büyülü havasında, sessizliğinde kafa dinleyeceğiz..
.jpg)
Sıcak bir yaz günü bu muhteşem ve son derece fotojenik tapınağın her yönden sayısız fotoğrafını çektim ve küçük bir dilekle ayrıldım bu yüzlerce yıldır ayakta olan yapıdan.. Bir gün aynı resimleri karlar altında, bambaşka bir ışıkta yeniden çekmek...jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)