28 Ekim 2008 Salı

Çok özlemişim...

Meğerse blogda yayınlarım diye her gün, öyle yada böyle bir kaç satır yazı yazmak, o da olmazsa hiç bir zaman karşılaşmamış olsak bile kimilerini neredeyse 40 yıllık arkadaşlarımmışcasına iyi tanıdığımı düşündüğüm ve çok sevdiğim blog komşularımı bazen sabah kahvesi, bazende akşam üzeri şarabı ile ziyaret etmeyi, hayatımın ne kadar önemli ve de keyifli bir ritüeli haline getirmişim de haberim yokmuş.


Pek çoğunuz öylesine güzel anlattınız ki hissettiklerinizi, hissettiklerimi....... başka söze çok da gerek yok diyorum. Olanlar konusunda kelimelerin bittiği yerdeyim. Bundan sonra başka bir yere taşınsam bile, blogger'da olma hakkımı da sonuna kadar savunmak niyetindeyim. Ama dedim ya, çok özlemişim... Hemen yeni yazılar yayınlamalı, bol bol da dostlarımı okumalıyım.

3 yorum:

yaban dedi ki...

Oradan buradan yavaş yavaş yükselen sesleri duymak gibisi yok. Sanki bahar ayında karların erimesiyle topraktan başını çıkaran renk renk çiçek gibisiniz.
*
Blogger ne şahane birşeymiş. Sanal manal benim sosyalleştiğim ve arkadaş edindiğim ve de kendimi ifade edebildiğim, ve de benzer düşüncede insanları bulabildiğim bir yer. İyi ki yazıyoruz...

Nihat Akkaraca dedi ki...

Ben de blog arkadaşlarımla sohbet diyorum o saatlere... Günün erken saatlerinde sabah kahvesiyle, akşam güneşi dağların ardında kaybolduğunda iki kadeh şarapla dost sohbetleri.

Ayşegül Taştaban Erzincanoğlu/ Behçet dedi ki...

Sevgili Yaban, Nihat Abi, iyiki varsınız ve ne güzel tekrar buluşmak...