23 Mart 2009 Pazartesi

Flores, Tikal - Guatemala

Buralardan kalkıp Meksika’ya kadar gittikten sonra Guatemala’ya uğramadan olmazdı. Hafızamda her daim renklerin dans ettiği ülke olarak kalan Guatemala Orta Amerika’da yer alan oldukça fakir ufak ülkelerden biri.

Guatemala’daki ilk saatler huzurlu Peten Itza gölü üzerindeki bir adada yer alan Flores kentinde geçti .Meksika’nın kalabalığından ve yoğun programından sonra göl kenarındaki huzurlu saatler sanki cennetten çıkma gibiydi. Akşama yaklaşan saatlerde tekne kiralayıp göl üzerinde turladık, yine bir ada üzerinde yer alan ufak Petencito hayvanat bahçesinde keyifli bir gezinti yapıp, tembel tembel yatan bir timsaha göz atıp, sıkıntıyla oturan bir jaguar ile göz göze geldikten sonra otele döndüğümüzde güneş gölün üzerinden muhteşem kızıllıklar yayarak güne veda etmek üzereydi. Meksika’dan kalan alışkanlık bu manzaraya karşı hemen bir margarita sipariş ettim, ancak sınırın hemen ötesinde herkesin muhteşem hazırladığı bu içki, maalesef buralarda garip bir karışımdan başka bir şey değildi.

Ertesi sabah, bu kente gelişimizin asıl sebebi olan antik Maya kenti Tikal’e hareket etmek için hazırdık. Maya uygarlığının en önemli kültürel ve nüfusu yoğun kentlerinden biri olan Tikal’in büyük bir kısmı halen cangılın içinde saklanmaya devam etse de, ortaya çıkartılan kısımları gerçekten çok etkileyici. 60 km2’ye yayıldığı düşünülen şehirin henüz daha oldukça az bir kısmı ormanın altından çıkarılmış. Şehrin büyüklüğünün bir belirtiside 6 adet Mesoamerikan tarzı basamaklı piramide sahip olması. Ağaçların arasından piramide doğru yükselen ve tahta parçalarının kabaca birbirine çivilenmesi ile yapılmış olan merdiven çok fazla güven vermese de, antik şehirlerde hiç ihmal etmediğim tırmanma işini burada da yapıyorum, ve bu piramitlerden birinin tepesine tırmanıp, ormanın içinden tepeleri gözüken diğer piramitlerede göz atıyorum.

MÖ 4. yüzyılda yerleşimin başladığı düşünülen Tikal en parlak dönemini 200 -900 yılları arasında yaşamış. Şehir bu dönemde politik, ekonomik ve askeri gücü ile Maya bölgesindeki diğer şehirleri kontrolü altında tutmayı başarmış. Ancak son dönemde çok fazla Maya şehri ve kalıntısı gördüğüm için olsa gerek etrafta bir süre dolaştıktan sonra nedense ilgimi kaybediyorum. Bunda belki de bizdeki kedi köpek misali etrafta dolaşan Lemur’larında katkısı oluyor. Binbir çeşit hayvanın yaşadığı bir cangılın içinde, insanlardan yemek almaya alışmış bu hayvanlar Guatemala’lıları çok şaşırtmasa da, tahmin edersinizki Türkiye’nin bağrından çıkıp gelmiş bizler için çok büyük bir eğlence ve seyir oluyor.

Bir sonraki durağımız, benim için renklerin başkenti olan Chichicastenango'ya gitmek için şehirden ayrılmak üzere havaalanına giderken yol kenarında uzakta görülen renkli mezarlık bu ülkenin hem yaşamda hemde ölümde renklerin dansına her daim katıldığının ilk belirtilerini veriyordu.

5 yorum:

Kirpikteki Gözyaşı dedi ki...

Güney Amerika farklı bir kıta hakikaten.İnsanı çağırıyor sanki...Yakın zamanda bir yolculuk var mı Ayşegül? Ya da şöyle birşey sorsam: Şuraya kesinlikle gitmelisiniz! dediğin bir yer var mı???

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

harika bir yazı olmuş...devamı gelirmi?

çınar dedi ki...

inanılmaz güzel yerler bende gitmek istiyorum. en azından fotolarla ve yazılarınla bizleri oraya götürdüğün için teşekkürler ellerine sağlık

Ayşegül Taştaban Erzincanoğlu/ Behçet dedi ki...

Bir sonraki yolculuk 2 hafta sonra İran'a kirpikteki gözyaşı. Çok heyecanlıyım :)) Ben her zaman için uzak doğu'yu, yada güney doğu asya'yı çok sevmişimdir. Özellikle eskiden gittiklerim arasında Vietnam, son dönemde gittiklerim arasında ise Myanmar / Burma bayılarak döndüğüm yerler oldu..

Gerisi tabiki gelecek içimden geldiği gibi..

Umarım en kısa sürede sende hayallerine doğru yollara düşersin çınar.

Mine dedi ki...

Merhaba Ayşegül,
Ben senin blogunu yorum bırakmasam da severek takip ediyordum zaten.Bugün yorumunu görünce pek bir mutlu oldum ve ziyaretine geldim.
Umarım ben de birgün senin gibi dünyayı gezebilirim.
Bu arada Frida Kahlo ve Tina Modetti yazılarını da çok beğendim.

Yeni yazılarında görüşmek dileğiyle...
Sevgiler