25 Mayıs 2009 Pazartesi

Persepolis

Şiraz’ın 70 km dışında yer alan ve yıllardır adını duyduğum Persepolis’i nedendir bilmem hep çok büyük ve görkemli bir Roma şehri zannederdim, hani şu Suriye’deki Palmyra’ya benzeyen bir şey. Dolayısıyla O’nu ilk gördüğümde yaşadığım hayal kırıklığının büyüklüğü beraberinde cehaletimin boyutlarını da ortaya çıkardı.

Meğerse sonundaki Grekçe şehir anlamına gelen polis sözcüğüne çok fazla aldanmamak lazımmış çünkü burası gerçekte bir şehir değil Ahameniş Krallığının öncelikle nevruz şenliklerini kutlamak için inşa ettikleri bir tören alanı ve toplantı yeri imiş.

Buradaki kraliyet binaları, tören salonları, hazine, depolar ve ahırlardan oluşan binalar topluluğunun yapımına MÖ 515’lede başlanmış. MÖ 331 yılındaki yıkımına kadar da her gelen hükümdar buraya eklemeler yapmayı sürdürmüş.

Mezarı hemen yakındaki Pasargat’da bulunan Büyük Kuroş’un Nevruz’u kutlamak için büyük bir meydan kurma ve ortasında da saray kurma geleneğini burada başlattığı tahmin ediliyor. Hakikaten Persepolis’teki tüm yapılar dümdüz bir ovanın ortasına kondurulmuş gibi. O zamanlarki Nevruz kutlamaları için burada Pers kontrolündeki 22 ulus buluşurmuş. Saray kısmına bu ulusların temsilcileri sadece randevu alarak gelebilirken, diğerleri ise sarayın önünde uzanan büyük ovada çadırlarını kurarlarmış.

Yeni yıl anlamına gelen Nevruz’un izleri İran’da ortaya çıkan Mazdekçilik inancına kadar uzanır. Astrolojide de nevruz günü, aslan en tepedeyken, boğa artık gözden kaybolmaktadır. Dolayısı ile nevruz hep boğayı yiyen aslan figürü ile simgelenir. Nevruz kutlamaları o zamanlarda şimdikine benzer şekilde yapılır ve aile ocağı, doğruluk, dürüstlük, ışık, temizlik ve temizlenmeyi simgeleyen ateşin üzerinden atlanırmış.

Burada kalan kalıntılar bir zamanlar burasının gerçekten harika ve çok büyük bir saray kompleksi olduğunu gösteriyor. Kalabilen kabartmalar ve sütun başları tüm görkemi gösteriyor. Kalan kabartmaların en güzeli ise, krala hediye sunmaya gelen 22 ulusun temsilcilerinin adeta tek tek resmedildiği büyük duvar panosu.

Şehrin yıkımına yol açan yangının sanığı tarih kitaplarında Büyük İskender’dir ancak bu biraz kuşkuludur. İskender’den çok sonra yaşamış olan İran milli destanı Şehname’nin yazarı Firdevsi, İskender’i Pers imparatorluğunun varisi ilan ederken, İskender’in de annesinin Pers olduğunu söylediği biliniyor.Yakmış mıdır yoksa şehir onun dönemine denk düşen bir yangınla mı tarihten silinmiştir çok kesin değildir.

Persepolis 20 yüzyılda bir kez daha büyük bir toplantı ile dünyanın gündemine oturur. Şah Rıza Pehlevi monarşinin İran’daki 2500. yılını kutlamak için 12 -16 Ekim 1971 tarihleri arasında burada görkemli bir toplantı düzenledi. Törenler için Persepolis’in önündeki geniş düzlüğe son derece lüks çadırlar kuruldu, bölge ağaçlandırıldı. Yemeklerin hazırlanması için Paris’in ünlü lokantası Maxim ile anlaşıldı. Maxim bu iş için Paris’teki lokantasını iki haftalığına kapattı. Çalışanların üniformaları Lanvin modaevinden alınırken, yemek takımları Limoges olarak seçildi. 250 adet kırmızı Mercedes Limuzin misafirleri karşılamak için hazırlandı.

Gala yemeği Farah Diba’nın doğum günü olan 14 Ekim’de yapıldı. Türkiye’yi Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın temsil ettiği yemeğe katılan 600 misafirden 60 tanesini devlet başkanları ve kraliyet aileleri üyeleri oluşturuyordu. 5.5 saatten fazla sürerek, modern tarihteki en uzun süren resmi yemek ünvanı ile Guiness rekorlar kitabına giren ve 22 milyon dolara mal olduğu düşünülen davet şampanya ve imparator havyarı ile doldurulmuş bıldırcın yumurtası ile başladı. Soslu ıstakoz mus, trüf mantarlı kuzu ızgara, 50 adet kızartılmış tavus kuşu ile devam etti. Tatlı olarak, vintage 1959 Dom Perignon pembe şampanya eşliğinde kremalı taze porto inciri tatlısı geldi, yemek kahve ve yanında konyakla son buldu. Resmi rakamlar tüm törenlerde harcanan miktarı 17 milyon dolar belirtirken, gayrı resmi rakamlar 200 milyon dolar gibi inanılmaz bir rakamı telafuz ediyordu.

Kutlamalar tahmin edilebileceği gibi o sıralar sürgünde bulunan Ayetullah Humeyni için kolay bir hedef tahtası oldu. Persepolis, İslam devriminden sonra, temsil ettiği köhnemiş değerler nedeni ile mollar tarafından yıkılmak istendi ancak dönemin Fars eyaleti valisi halkı toplayarak bu yıkıma engel oldu. Persepolis bugün İran’ın en çok ziyaret edilen turistik bölgesi. Eski kentin yıkıntıları Pers imparatorluğunun görkemini simgelerken hemen önündeki düzlükte bulunan ve 1971 yılındaki kutlamalardan kalan paslanmış beyaz çadır direkleri bir dönemin bitişini simgeleyen son derece çarpıcı simgeler olarak tarihteki yerlerini koruyorlar.
2500 yıl kutlama fotoğrafları: www.sarafrazan.net

5 yorum:

minimalist dedi ki...

Seyrettiğimde çok beğendiğim animasyon çizgi film "Persepolis"'in ardından ben de İran'ın eski adı diye düşünmüştüm. Verdiğin bilgiler gerçekten hem enteresan hem de benim "Toplantı yönetimi" dersim için önemli bir malzeme oldu. Teşekkürler...

UÇURTMA;) dedi ki...

paylaşımın için teşekkürler :)

Alp ve Ege'nin Annesi dedi ki...

Vallahi ilk S/B fotografta Isvec kralini hemen tanidim...

Adsız dedi ki...

İran gezi notlarınız ve resimleriniz gerçekten güzel. Ayrıca önyargıları kırıcı etkisi ile fazladan faydası da var.

http://www.necmitoraman.com/gezi.html

Daha önce baktınız mı bilmiyorum fakat bu adresi sizinle paylaşmak istedim. Çok minik bütçelerle geziler yapan maceraperest birinin sitesi. Hoşunuza gideceğini ve faydalanabileceğinizi düşünüyorum. Reklam koktuğunu düşünürseniz yorumu silebilirsiniz. Kesinlikle alınganlık göstermem :)

vincent PERRAUD dedi ki...

Beautifull !!!
see in photrom.fr mise au point and rêveries my blogs.
Leave your comment