11 Temmuz 2009 Cumartesi

Zanzibar Adası

Sevgili Erdem'in Tanzanya yazısı bugün Zanzibar adası ile devam ediyor. Paylaştığın için tekrar teşekkürler Erdem...



Zanzibar ismine ilk kez Istanbul Teşvikiye’deki bir kafe-restoranın tabelasında rastlamıştım. “Nedir bu Allah aşkına, bir içecek filan mı?” diye sorduğumda, “Afrika’da bir ada” demişlerdi. Aradan yıllar geçti. 2006 yazında o restoranın sahibinin ilham aldığı yere gitme mutluluğuna eriştim ve Zanzibar isminin Farsça “Zenciler sahili”nden geldiğini öğrendim...

Zanzibar’ın başkenti Stone Town sahilinden Hint Okyanusu’na has bir balıkçı teknesi...


Michamvi kumsalından bir görüntü...


Zanzibar, Afrika’nın doğusunda, Van Gölü’nün yarısı büyüklüğünde bir ada. Nüfusu bir milyon olan Tanzanya’ya bağlı özerk bir bölge. Ayrı bir meclisi var.



Stone Town’da, sokak arasında eserlerini sergileyen bir ressamın tabloları... Her biri kendi içinde uyumlu ve estetik. Ancak, bir araya gelince nasıl bir renk cümbüşü sağlıyorlar değil mi?


Geçmişte Umman’ın başkenti ve Doğu Afrika köle ticaretinin merkezi olan ada, Tanzanya’da Arap kültürünün en çok hissedildiği yer. Halkının %99’u müslüman. Ancak, çok fazla Müslüman turist görmediklerinden olsa gerek, havaalanından bindiğimiz külüstür minibüs taksinin dişleri dökülmüş sahibini Müslüman olduğumuza ikna etmek için bayağı ter dökmüştüm. Bunu başarmak için hayatımda ilk (ve inşallah son kez) üçlü çeker gibi şöförle karşılıklı Fatiha Suresini okumuştuk. :))



Stone Town sahilinde, günbatımını görüntüleyen babasının yanında balerin gibi bir kız...


Hindistan’dan göçmüş Acem kökenli bir aileden gelen, babası İngiliz hükümeti için çalışan bir muhasebeci olan Faruk Bulsara 1946’da Stone Town’da doğmuş. Biz ise onu daha çok Queen Grubu solisti Freddie Mercury olarak tanıyoruz.

Belki de Bohemian Rhapsody’nin meçhul ilham kaynağı Mercury’nin çocukluğunu geçirdiği Zanzibar’dır, kimbilir?



Zanzibar Adası’nın Matemwe kumsalında, delik deşik sarı elbisesini üzerinde bir prenses edasıyla taşırken yağmur altında poz veren Afrikalı bir kız.




Michamvi kumsalı. Geleneksel kayığıyla karşı kıyıya yolcu yaşımak üzere hazırlık yapan delikanlı uzun sopasıyla henüz gel-gitle tam derinleşmemiş sularda ilerliyor.





Kayığı bekleyen anne ve kızı.

Hayata tutunmak…”

Yolda karşılaşıp izin isteyerek fotoğrafladığımız öğrenci grubu içinden Zanzibarlı Müslüman bir kız.



Stone Town’da geceleri sahile paralel kurulan gece pazarı bir ilgi odağı. Burada Hint Okyanusu’ndan çıkarılmış envai çeşit deniz ürününü bulmak mümkün.


Zanzibar ayakkabı üreticileri için “bakir” bir pazar...


Zanzibar’da en eskisi 1694 yılından kalma 560 tane oymalı kapı bulunuyor... Araplar geometrik motifleri tercih ederken Hintliler yandaki gibi bitki desenlerini kullanmışlar…


Stone Town’da, kaldığımız otele yakın bir Kuran kursu vardı. Gelip giderken bir gün kapısı açıkken yakaladım ve kapı eşiğinden içeriyi seyretmeye başladım. Beyaz entarili çocuklar yerde bağdaş kurmuşlar, okuyorlar, başlarında ise sakallı bir hoca. Ancak, hoca disiplin kurma işini bir “ağabey”e havale etmiş. Sınıftakilere göre birkaç yaş daha büyük olan “ağabey” ise, işi fazla ciddiye almış olmalı ki, elinde iki metrelik bir sopa, konuşanın kafasına indiriyor ! Ben gözlerim büyüyerek olanları seyredalmışken aklıma fotoğraf çekmek geldi. Makineme uzandığım anda, hoca beni gördü, hışımla yanıma geldi. Bir-iki gün önce taksi şöförü ile kurduğum yakınlığa güveniyordum ama, bu sefer din kardeşliği sökmedi, ben Müslüman olduğumu gevelerken, hoca kızgın bir ifade ile kapıyı yüzüme çarpıverdi.


Çıplak Ayaklı Prenses yağmur altında...




Yolda fotoğrafını çekme teklifimi gülümseyerek kabul eden bir kız.



Stone Town'un dar sokaklarından biri. Sabah saat yediyi biraz geçmiş. Ufaklık, yanıbaşındaki annesi ve kardeşinin varlığına rağmen, sokak kapısı eşiğinden, dilini anlamadığı yabancının objektifine ürkek ürkek bakıyor.



Zanzibar Adası'nın kuzeyindeki Matemwe kasabasında, derme çatma evler arasında, çakmak bakışlı bir genç kız... Kızın gözlerinden yansıyan kişinin aklı ise, her ne kadar pek net görülmese de :)) Afrikalıların nasıl bu kadar fotojenik oldukları ile meşgul...

Bu aslanlar da nereden çıktı? Artık bir başka sefere, bu güzel hayvanların vatanı Masai Mara – Kenya’ya şöyle bir uzanırız...:))


http://www.fotokritik.com/kullanici/Erdemk
http://www.fotoritim.com/yazi/erdem-kutukoglu--vietnam
(*): Bu yazı, www.fotoritim.com Haziran sayısında yayınlanmış olup, aynı zamanda http://www.photondergi.com/’un dördüncü sayısında çıkan yazının genişletilmiş halidir.

Hiç yorum yok: