Sri Lanka’da son günlerimizi Colombo’ya 1,5 saat uzaklıktaki Benteto Beach’ de geçiriyoruz. Muhteşem bir kumsal ve ondan da daha muhteşem manzaralar.... Ama deniz, girmeye bile değmez.. Bulanık, dalgalı ve sıcak. Benim gibi Datça’nın denizinin tutkunları için adeta sürgün...
Benteto Beach yanyana otellerin bulunduğu turistik bir bölge ama ülkenin genelinde olduğu gibi burada da turist çok az... 2004 yılında tsunaminin vurduğu ülkeyi ve turizm sektörünü, şimdilerde Tamil terörü korkusu vurmakta.. Etrafta biraz İngiliz var, bol bol da turizm sektörünün yeni müşterileri Ruslar... Genelleme yaparak bir ülke yurttaşlarının tümünü karalamak çok doğru değil biliyorum ama benden ufak bir tavsiye, şöyle denize karşı şezlonga yayılıp, tembel tembel kitap okumak havalarındaysanız, öncelikle etrafınızda bu yeni turist grubunun olmamasına dikkat edin derim ben. Sonradan görmelikleri ve huzursuzlukları ile granit kıvamındaki sabır taşınızı bile çatlatabilirler...
Benteto Kumsalı’ndaki iki günüm Rusların olmadığı gölgelik köşelere kaçarak bol bol kitap okumakla geçiyor. Güneşin alçaldığı saatlerde ise uzun yürüyüşler enerji depolamak için birebir. Bazende güneşin bunalttığı anlarda çaresiz kalıp denize giriyorum, ama yüzebilmek mümkün değil. Sadece son derece düzensiz gelen dalgaların üzerinde hoplayıp duruyorsunuz o kadar. Kafayı da çok fazla suya sokmamaya dikkat etmek gerek, çünkü dalgaların havalandırdığı kum hemen gözlerinize ve ağzınıza doluveriyor.
Ufak ufak dalgaların ardından, hiç beklemediğiniz bir anda geliveren büyük bir dalganın beni alabora etmemesi için bir yandan dalga gözcülüğü yapıp, bir yandan da ayakta durmaya çabaladığım anlarda aklıma hep 26 Aralık 2004 tarihinde televizyonun karşısında dehşetle oturup Uzakdoğu’daki tsunami felaketini izlediğim zamanlar geliyor. Sri Lanka’nın da özellikle doğu sahillerini vuran dev dalgalar ülkede 20.000’den fazla kişinin yaşamına mal olmuştu. Şu ufacık dalgaların bile beni huzursuz ettiği bir ortamda, dev dalgaların dehşetini hayal edebilmek çok zor.
Şimdilerde de televizyon ekranlarını Myanmar ve Çin’den gelen ve insanın içini acıtan görüntüler dolduruyor. Çok sevdiğim, sokaklarında mutlu ve aylak aylak dolaştığım bu ülkelerden gelen görüntüler, kafamı karıştırıyor. Nedenlere ise cevap bulabilmek her zaman olduğu gibi, çok zor......
Benteto Kumsalı fotoğrafları için seyahat arkadaşım Sema Ocakcıoğlu'na çok teşekkürler
5 yorum:
Hep yaşamak istediğim yerler gibi buralar...Öyle özlem duyuyorum ki okyanus kenarında yaşamaya...Küçükken de hep hawaiiye yerleşmek isterdim. Hala da öyle :) GÜzel fotoğraflar için teşekkürler.
Merhaba evrensel yaşam,
havaların iyiden iyiye ısındığı şu günlerde bende deniz kenarlarını iyice özlemeye başladım. Umarım bir gün Hawai'ye yerleşirsin. Ne demişler, her şey hayal etmekle başlar.
Sevgiler
MERHABA Ayşegül, Yaşadığın günleri ne kadar güzel değerlendiriyorsun. Ağzım bi karış açık seni izliyorum.
ne ilginç, akıllıca planlamışsın günlerini.
gayri Datça'ya da gel bari...
Nihat Abi
Bir ay sonra Datça'dayım Nihat Abi.. Karşılıklı oturup uzun uzun konuşmak dileği ile...
Sevgiler
Myanmar ve Çin'le ilgili haberleri ilk aldığımda aklıma gelmiştin. Dönüp tekrar bakmıştım yazılarına, çok daha içim yanmıştı.
Şimdi de bu yazınla tsunami faciasını hatırladım yeniden, dehşetle izlediğim anlardı. İçim yine yandı...
Yorum Gönder