3 Ekim 2012 Çarşamba

Shropshire - İngiltere


İngiltere’de seyahat ederken en büyük şans havanın güzel olması galiba. Özellikle kırsal kesimdeyseniz , yemyeşil bir bitki örtüsü ile çevrili daracık yollarda uzun uzun dolaşmanın keyfine doyum olmuyor. İşte biraz daha ülkenin orta kısımlarında bulunan Shropshire civarı..



En sevdiğimiz yerlerden biri 1291 yılında Galler sınırına yakın bir yerde Lawrence of Ludlow tarafından yaptırılan Stoksey Kalesi oldu. Burası aslında bir kaleden daha çok saldırılara karşı güçlendirilmiş bir ev. Daha evvelden de görüp karar verdiğimiz gibi İngilizler bu tarihi yerleri koruyup gözetmenin dışında gezdirme işini de gerçekten çok iyi beceriyorlar. Normalde maksimum 10-15 dakika içinde gezip bitirilebilecek bir yeri, ücretsiz verdikleri kulaklıklardaki bilgileri dinleye dinleye neredeyse bir saatte gezdik. Bilgi verirken eğlendiren,müzikleri ile seslendirmeleri ile insanı taa o zamanlara götürüveren bir dinleti idi. Burası broşüründe adlandırıldığı gibi gerçektende Orta Çağ’dan kalma bir mücevher. Zamanın içinde büyük eğlencelerin, ziyafetlerin tertiplendiği büyük salonu yapıldığı 1291 yılından beri bir değişikliğe uğramamış. Evin daha yeni kısımları ise 1641 yılından kalma.




Stoksey koruma amaçlı yapılan bir ev olsa da, sadece bir kez savaşmanın eşiğine gelmiş, orada da 1645 yılında parlemento kuvvetlerine teslim olmuş.




Shropshire’ın medarı iftarı ise Iron Bridge.Burası  1775 -1779 yılları arasında inşa edilmiş, dünyanın ilk dökme demirden yapılma köprüsü. Aslında görüp görülen çok güzel manzaralı bir yerde sadece bir köprü ama buraların en çok ziyaret edilen yeri. Endüstri devriminin önemli bir sembolü olarak kabul ediliyor.


Etraftaki bir başka güzel tarihi yapıda 1140’lı yıllarda küçük bir grup Augustinian rahipleri tarafından kurulmuş Lilleshall  Abbey. Yemyeşil çimlerin ortasında, güzel ağaçları ile harika bir görünümü var. Buradaki manastır hayatı yaklaşık 400 yıl boyunca 1538 yılında 8. Henry onları ortadan kaldırana kadar devam etmiş. Bugün etrafta kalıntılarını gördüğümüz yapılar ise 12. Ve 13. Yüzyıllardan kalma.



İngiltere’de yaptığımız seyahat boyunca yolumuz bol bol da bir başka İngiliz klasiği pub’lar a düştü.  Kimi zaman günün yorgunluğu birer kadeh şarapla geçirilmeye çalışıldı,kimi zamanda aileyle arkadaşlarla buluşuldu, bol muhabbet eşliğinde yemekler yendi, çeşit çeşit biralar içildi. Mavilimon’da İngiltere şimdilik burada bitiyor.2013 yılı içinde bu havası çok nazlı ülkeye yeni bir gezi planını şu sıralar oluşturmak üzereyiz. Kaldığımız yerden devam etmek üzere diyelim..Bir sonraki ülke:LÜBNAN

Hiç yorum yok: