19 Eylül 2007 Çarşamba

Sukotay

Bir önceki yazımda anlattığım güzel havaalanına sahip Sukotay 1238 – 1276 yılları arasında Tayland’ın başkentliğini yapmış bir şehir. Şehirdeki önemli tarihi kalıntılar iki ulusal park halinde toplanmış. Si Satçanalay ve Sukotay Tarih parkları.



Uzakdoğu’yu dolaşanlar bilir, bir noktadan sonra tapınaklar ve Buda heykelleri en sabırlı ve meraklı insana bile fazla gelmeye başlar. İtiraf ediyorum yoğun ve yorgun geçen bir günün sonuna denk düşmüş kimi tapınaklara benim de kıyısından yada kapı aralığından şöyle bir bakıp, gidip bir ağaç gölgesinde oturmayı tercih ettiğim günler olmuştur.



Her iki parkında oldukça geniş alanlara yayılmış ve içinde pek çok tapınağı barındırdığını duyunca eyvah işte o günlerden biri diye düşündüm, ama her daim turisti el üstünde tutan Tayland’lılar buna da çok hoş bir çözüm getirmişler. Her iki parkı da üstü tenteli vagonlarla dolaştık. Durmak istediğiniz yerde duruyor, tapınağı geziyor, tekrar vagona binip bir sonrakine devam ediyorsunuz. Yürüyerek dolaşmak için oldukça büyük bir alan. Vagon istemeyenler için bisiklet alternatifide var. Bizim vagonu kullanan Tayland’lı hanım çok hamarat, vagon durur durmaz hemen örgüsünü çıkarıp örmeye başlıyor. Onun bu hamaratlığını da boşa çıkarmıyor, ördüğü bluzları hemen alıyoruz. Seyyar satıcıların inanılmaz haberleşme becerisi burada da ortaya çıkıyor ve vagonumuz bir anda ördükleri aynı bluzları satan motorsikletli hanımlarla sarılıveriyor. Bir alışveriş, bir tapınak arada da bol bol pazarlık hep beraber parkı geziyoruz. Onlar da eğleniyor, biz de..



Parkın temizliği, ağaçların, çiçeklerin ve çimlerin bakımı son derece özenli ve de en önemlisi Bangkok’daki facia turist kalabalığından sonra söylendiği gibi turizme yeni yeni açılan Tayland’ın bu bölgelerinde turist çok az. Pek çok yeri neredeyse kendi başımıza dolaşıyoruz.

1238’e kadar Kamboç Khmer imparatorluğunun yönetiminde olan Sukotay’da yoğun bir Khmer etkisi görmek mümkün ancak her iki park da Angkor’un küçük ve de sönük birer kopyası görünümünde, dolayısıyla Fransız doğabilimci Henri Mouhot’un söylediği gibi, Sukotay ile yetinilip, ‘Angkor görülmeden ölünmez’



Khmer etkisi tartışılmazsa da Sukotay dönemi dinsel, sanatsal ve siyasal açıdan Tay tarihinin en parlak dönemidir. Heykel ve mimaride kendi adlarını üç önemli özellik ile tarihe kazırlar. Etekleri uçuşarak yürüyen Buda figürleri, ters dönmüş lotus biçimli pagodalar ve laterit taşı kullanılarak oyulmuş, üzeri sonrasında sıva kullanılarak düzleştirilmiş yapı taşları Sukotay mimarisinin en önemli üç özelliği.

Akşam kalacağımız Pailyn Sukhothai Hotel’e giderken, yorgun, mutlu ve bir o kadar da heyecanlıyım. Bu otel de yapılan Tay masajının ülkede ki en iyilerden biri olduğunun ipucunu daha yollara düşmeden önce almışım. Hemen rezervasyon yaptırıyorum ve sevgili arkadaşım Eser’le kendimizi Tayland’lı iki hanım’ın insafına bırakıyoruz. Bize bol birer pantolon ve gömlek giydirdikten sonra, aldıkları odadaki tek eşya iki yer yatağı. Şıklık, hoşluk falan aramayın kupkuru bir oda işte. Sert mi olsun yoksa yumuşak mı diye sorduktan sonra bizi bir güzel evirip çevirip esnetmeye başlıyorlar. Daha çok eklemlere basınç uygulanması, ve esnetilmesine dayalı olan bir saatlik masaj, günün yorgunluğundan sonra harika geliyor. Tek olumsuz yan, hanımların tüm bir saat boyunca, sanki birbirlerini aylarca görmemişcesine, vıdı vıdı konuşmaları. Konuştukları dil bana yabancı olda da, hiç durmadan birinin dedikodusunu yaptıklarına eminim. Dolayısıyla eğer bir gün yolunuz düşerse tek kişilik oda istemeyi ihmal etmeyin. Bir saatlik bu harika masajın fiyatı ise sadece beş dolar, bugünkü kurla 6,5 lira...

Fotoğraflar sırasıyla:

-Wat Pra Si Ratanamahathat / Si Satçanalay Park

-Wat Chang Lom / Si Satçanalay Park
-Wat Sa Si / Sukotay Park
-Wat Si Sawai / Sukotay Park
- Wat Si Chum - Phra Achana'nın Eli / Sukotay Park
-Sukotay tarzı Buda / Sukotay Park

3 yorum:

MorKoyun dedi ki...

Merhaba Aysegul, sen de cok keyifli geziyorsun:)
Yorumun icin tesekkurler, linklere eklendin bile;)

Alp ve Ege'nin Annesi dedi ki...

eee kadin milleti degil mi, cekistirmeden olur mu ayol!!!cok guldum nasihatina, tamam tek kisilik oda olsun...ayyy hala guluyorum :)))hakikaten bazi vokal ve konsanatlari söyliyemiyorlar biraz da garip bir dil, o da seni rahatsiz etmis olabilir...

Ayşegül Taştaban Erzincanoğlu/ Behçet dedi ki...

Hoşgeldin Morkoyun...

Doğru diyorsun Alp&Ege'nin annesi, her koşulda biraz dedikodu yapmazsak kendimizi iyi hissetmeyiz :)
Sevgilerimle..