31 Mart 2008 Pazartesi

İstanbul'un Baharı

Baharın geldiğini çiçeklerden, böceklerden önce galiba beraberinde getirdiği tatlı yorgunluktan anlıyorum . Sonra ise İstanbul'un çiçekleri birer ikişer açmaya başlıyorlar. Önce manolyalar sonra da laleler. Sadece çok kısa bir süre için göz kırptıklarından olsa gerek, bakmaya doyum olmuyor...



Galiba İstanbul'un en meşhur manolya ağacı, Bebek yokuşunda olan. Her baharda mutlaka bir kaç tane gazete yazısına konu olur. Benim fotoğrafladığım ise, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği bahçesinde. Hemen altında ki grup ise canım briç ekibim....Her bahar çiçek açan manolyalar misali, kendi briç baharımızın gelmesini bekliyoruz. Şimdi kendi kara kışımızda, yaaa biz bu oyunu günün birinde hakikaten öğrenebileceğiz mi, durumlarındayız da....



Yakında lalelerin baharı başlıyor....

10 yorum:

Butterfly dedi ki...

keyifli bir bahar buluşmasına benziyor resimler, bir dahaki İstanbul gezisinde bebek yokuşuna doğru çıkıp bakacağım bahsettiğin çiçeğe:)
Baharın gelişnin habercisi bu çiçekler, bu tomurcuklar, bu mis kokular da olmasa ben kendimi hala kışta kalmış hissetmeye devam edeceğim ama:)

kekvekahve dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
kekvekahve dedi ki...

Sevgili Ayşegül,

İstanbul'a yeniden hoşgeldin.

Bahar çiçeklerini ne güzel fotograflamışsın. İçim açıldı.

Sevgiler

Ayşegül Taştaban Erzincanoğlu/ Behçet dedi ki...

SEvgili Butterfly & kek ve kahve
ikinize de keyifli bahar günleri diliyorum.
Sevgiler

Adsız dedi ki...

Hello. This post is likeable, and your blog is very interesting, congratulations :-). I will add in my blogroll =). If possible gives a last there on my blog, it is about the Vinho, I hope you enjoy. The address is http://vinho-brasil.blogspot.com. A hug.

Adsız dedi ki...

Gülümsetiyor tüm fotoğraflar ve yazılar. Bahar, gülümsetmek olsa gerek.

zati erbaş
www.zatierbas.com

yaban dedi ki...

ben bu çiçekleri brüksel'de görmüştüm, ne olduğunu bilememiştim, demek manolyaymış.
bahar ne güzel bir mevsim, çiçeklerle birlikte gelmesinden belli.

Geveze Kalem dedi ki...

Dünyayı dolaşıp yazıyorsun, sayende bilmediğim, görmediğim yerler hakkında bilgi sahibi oluyorum.
Ama doğduğumdan beri İstanbul'da yaşarım, yeni yerleşim bölgeleri haricinde bilmediğim yer yok sanırdım, avcumun içi gibi bildiğim yerlerde hiç dikkat etmediğim bir şeylerin varlığını da yine senin sayende öğrendim ya, şaşıyorum buna.:)
Ağaçlardan bahsediyorum.;-)

Ayşegül Taştaban Erzincanoğlu/ Behçet dedi ki...

Mavilimon'a hoş geldiniz Zati bey, size de bol gülümsemelerle dolu bir bahar diliyorum

Seninde Brüksel yazılarını keyifle okuyorum sevgili Yaban, eğer bir gün yolum Brüksel'e düşerse, kesinlikle notlarım arasında olacaklar.

Bu mevsimde yolun herhalde Bebek'e düşmemiş olmalı Geveze Kalem, yoksa ağacı görmemen, gördükten sonrada unutman mümkün olmazdı
Sevgiler

yaban dedi ki...

Ayşegül, inanır mısın onları yazarken hep aklıma sen geldin.. :)