11 Haziran 2009 Perşembe

Mecuziler, Zerdüşt

Mecuzilik yada Zerdüştçülük (Zoroastrianism) önemli bir kısıtlama ile olsa da, bugün halen İran’da uygulanmakta olan bir din. Yezd şehrinde 20-25 bin civarı takipçisi yaşıyor.

Zerdüşt MÖ 6 yüzyılda ortaya çıkan bir peygamber ve yaşadığı çok tanrılı dönemde, tanrılardan biri olan Ahura Mazda’yı ön plana çıkartarak ona yeni bir düzenleme getirir. Zerdüşt ile beraber tek tanrılı dinlere giden yolda çok önemli bir kapı açılmış olur ve bugün tek tanrılı dinlerde gördüğümüz pek çok kavram da bu kapıdan giriş yapar. Kıyamet günü, sırat köprüsü, iyilik, kötülük, yeniden doğum, melekler, cennet,cehennem vb…

Yezd’deki Mecuzi yapıları arasında en etkileyici olanı sessizlik kuleleri. Bulutlu ve kapalı bir sabah saatinde ziyarete gittiğimiz kulelerin giriş kapısını kapalı buluyoruz. Ama çare tükenmez misali biraz ilerde duvarların üzerinden atlayarak halen Mecuzilere ait olan araziye giriyoruz.

Mecuzilere göre insan bedeni isteyerek yada istemeyerek günaha ait olur. Günahkar olarak gömülmek ise toprağı kirletecektir. Mecuziler gömmeden önce, bedeni bu kulelerin tepesine götürürler ve rahibin yaptığı bir törenden sonra bedenin yenmesi için yabani kuşlara bırakırlardı. Kalan kemik ve parçalar daha sonra gömülürdü. Bedenin yenmesi ile günahlarında yendiğine inanıyorlar. Ancak İslam devriminden beri bu uygulama yasaklanmış durumda ve bugün ölen Mecuziler toprağa gömülüyorlar.

Kulelerden birine tırmanıyoruz. Kuleye doğru giden dik patika beni bir hayli zorluyor. Çok değil, daha 1978’den önce yapılan törenlerden birini hayal etmeye çalışıyorum. Tahtırevana konmuş cansız bir beden ve ağır ağır onu yukarı doğru taşıyan kalabalık. Ağlayanların, ağıt yakanların sesleri rüzgarla dört bir yana savrulmakta ve belkide bu sesleri duyan yırtıcı kuşlar gökyüzünde daireler çizmeye başlamışlar bile. Hayalden gerçeğe döndüğümde ise ortam bugünde hüzünlü ve kasvetli.
Kulelerin alt kısmında yer alan bugün terkedilmiş durumda olan binalar bir zamanlar cenaze törenlerinin düzenlendiği, yemeklerin pişirildiği yapılar. Biraz ilerisinde ise Mecuzilerin bugün gömüldüğü mezarlık bulunuyor.

Kule’nin tepesindeki avlu yüksek taş duvarlarla örülmüş ve tam orta yerde de yuvarlak büyükçe bir çukur. Cesetler oraya konurmuş. Kimi mekanların aradan yıllar geçse de, biriktirdikleri enerjiyi koruduğuna inanırım. Bunu pek çok yerde hissetim. Sessizlik kulesinin tepesinde hissettiğim ise sevdiklerini kaybetmişlerin geride bıraktığı derin hüzün ve tamamlanmamış işlerin, söylenmemiş sözlerin ağırlığı oluyor. Önce babam sonrada kaybettiğim tüm sevdiklerim birer birer aklıma geliyor.

Mecuzi inancına göre Zerdüşt iki yaşındayken onun ileride kendine tehlike olacağını anlayan bir büyücü tarafından tapınaktaki ateşe atılır. Onu arayan annesi tapınağa geldiğinde Zerdüşt’ü ateşin içinde oynarken bulur.

İşte bu ateşi yaşatmak için Mecuziler tapınaklarını yani Ateşgede’leri inşa ediyorlar. Amaç ateşi sonsuza kadar yaşatmak. Yexd’deki Ateşgede’de bir camın arkasında yanmakta olan ateşin 470 yılından beri sürmekte olduğu söyleniyor. Mecuziler ateşi rahatsız etmenin günah olduğuna inanıyorlar.

Tapınağın üzerindeki Fravahar figürü Mecuziliğin simgesi. Elindeki çember iyiliği, belindeki ise iyilik ve kötülüğün buluşmasını simgeliyor. Üst kanatlar düşünce, orta söz, alt kanatlar ise iş’i temsil ediyor. Kuyruk kötülüğü temsil ederken, sol tarafa doğru olan baston iyiliğe doğru adım atmayı, diğeri ise gerilemeyi, kötülüğe doğru gitmeyi simgeliyor.

Mecuzilik İran’da Sasaniler döneminde 350 yıla yakın devlet dini olarak kabul edilmiş. Müslümanlık bu topraklarda yayılmaya başlayınca Mecuzilerin bir kısmı Hindistan’a kaçıyor. Bugün Parsi olarak anılan 80.000 kişilik bir grubun Mumbai’de yaşadığı biliniyor.

Bu arada son bir not daha: Mecuzi inancına göre dünya tarihi her biri 3000 yıl sürecek dört döneme ayrılmıştır. Son dönem ise Zerdüşt’ün dünyaya gelmesi ile başlar. Bu kurama göre dünyanın sonu 2500 yıllarında gelecektir. Anlayacağınız Mayalar bize çok fazla zaman tanımamışken, Mecuzilere göre 500 yıla yakın bir süremiz daha var. Fırsat varken keyfini çıkartın..

Hiç yorum yok: