26 Haziran 2009 Cuma

Nakş-ı Cihan - İsfahan

İşte İsfahan’ı İsfahan yapan yer bence burası. Devrimden sonra anlamsız bir biçimde adı İmam Meydanı ‘na çevrilse de, burası ‘Nakş-ı Cihan’ yani ‘Dünya’nın resmi’. Yapanlar, yaptıranlar ise imam’lar değil, Şah Abbas ve döneminin sanatçıları.

Nakş-ı Cihan Pekin’deki Tianenmen meydanından sonra dünyanın ikinci büyük meydanı. Ancak çevresi bina ile sınırlandırılmış meydan olarak dünya birinciliğini kimseye kaptırmamış. Ölçüleri 560 X 160. 1,5 km’ye ulaşan çevresinde 1000’den fazla dükkan bulunuyor. Anlayacağınız alışveriş meraklıları için tam bir cennet.

Meydanın orta bölümündeki havuz hariç, tamamı park olarak düzenlenmiş. Geceleri tıngır mıngır faytonlarla etrafında tur atabiliyorsunuz.

Meydandaki görkemli binalardan biri kapısının Hz. Ali’nin türbesinden geldiği rivayet olunan Ali Kapı. Burası tabi ki sadece bir kapı değil, Şah Abbas’ın gününün büyük bir bölümünü geçirdiği, konuklarını kabul ettiği bir yapı. Terasından görülen Nakş-ı Cihan görüntüsü bir harika. Bir başka harikası da duvar ve tavan süslemeleri ama ben bir de çinilerle süslü merdivenlerini çok sevdim.

Ali Kapı’nın tam karşısındaki bina Şeyh Lütfullah Cami. Lübnan’lı bir ulema olan şeyhin buraya gelişi sebebiyle yapılmış. Bu caminin ne avlusu var ne de minaresi. Zamanında sarayın hanımlarına ait bir cami olduğu da söyleniyor. Tam karşısındaki Ali Kapı’dan bir tünel aracılığı ile, kimselere görünmeden buraya ulaşabilen hanımlar, burada ders alırlarmış.

Meydandaki bir diğer büyük yapıda Şah Abbas Cami, ancak adı yine bence talihsiz bir kararla İmam Cami olarak değiştirilmiş. İslam dünyasının mimari şaheserlerinden ve Safevi İmparatorluğunun mücevheri olan caminin yapımına 1602 yılında başlanmış. Kubbesi minarelerinden daha yüksek. Giriş kapısının yüksekliği ise tam 40 metre. Caminin adeta her bir santimetrekaresi çini ile kaplı. İç mekanlarda uzun uzun dolaşıyorum, hissettiklerim ise büyük mekanların ve çinilerdeki sayısız renk ve desenlerin verdiği sarhoşluk….

Meydandaki binaları gezdikten sonra, artık kendinize izin verebilirsiniz: Alışveriş zamanı. Dedim ya meydanın etrafında 1000’den fazla dükkan sizi bekliyor.. Eğer bunlar bana yetmez diyorsanız Şah Abbas Cami’nin karşısındaki kapıdan kafanızı bir uzatıverin. Burası İsfahan Çarşısının girişi. En müşkülpesent alışveriş canavarlarının bile ruhuna iyi gelebilecek bir yer burası. Uzunluğu …. Sıkı durun tam 6 km.. Tamamını gezdin mi derseniz, cevabım maalesef hayır, kısıtlı zamanlar sebebim..

Ama şimdi bir dileğim var. THY Tahran ve Meşhed’e direkt uçuyor. Ah! bir de araya İsfahan’ı eklesede, şöyle uzun bir hafta sonu ayarlayıp, zamanı da ağırdan alıp şehiri, keyfini çıkarta çıkarta bir daha gezsek, kilometrelerce uzun çarşılarında kaybolsak,sonra başka zamanların hayalleri arasında dolaşırken, tıpkı yıllardır hasreti çekilmiş bir dost gibi, yüzyıllar öncesi rengi verilmiş bir çininin desenlerinde yine dönüp kendimizi buluversek…

Hiç yorum yok: