27 Haziran 2007 Çarşamba

Çöl

Şu anda dışarıda sıcak ve ağır bir hava var. Deniz kenarında olmak bile böylesi havalara çok çare olmuyor. Suyun serinliği içinde olduğunuz süre iyi ama çıkar çıkmaz gene aynı tas aynı hamam. Daha hala küresel ısınma ciddiye alınmasın bakalım..

Günün anlam ve önemine uygun olarak bugün Yemen’de çölde geçirdiğimiz bir günü sizlerle paylaşmak istiyorum. Hadramut Vadisinden ayrılıp, Marib’e kadar olan yaklaşık yedi saatlik yolu yine ciplerle yapmıştık. Yolun yaklaşık dört saati Ramlat Asabateyn çölünde geçti.


Ana yoldan ayrılıp, çöle girdiğimiz andan itibaren dev yapılı bir Bedevi, çöl boyunca bize kılavuzluk yaptı. Ama önce her yolun bir raconu var hesabı, çöle girmeden önce arabaların lastiklerinin havası indirildi. Böylelikle daha rahat yol alınabiliyormuş. Çöle girer girmez gruptaki arabaların sağa sola dağılıp, birbiriyle yarış etmeye başlaması başlarda keyifli geldiyse de bir süre sonra çölün sıcağı, sarısı ve kumu beraberinde getirdiği tekdüzeliğin sıkıntısı ile her yeri kapladı.

Yemen’in Suudi Arabistanla olan sınırı bu çölün içinden çekilmiş. Ama sınır devriyesi ya da karakollar falan aramayın her yer kum işte... Yola çıktıktan bir iki saat sonra dağlar, tepeler gibi etraftaki referans noktaları da ortadan yok olunca, Bedevi kılavuzumuzun yol bulma becerisi ortaya çıktı. İlerimizde görülen denizlerin, göllerin serap olduğunu biliyorduk ama birde serap tepeleri, dağları çıkmaya başladı bir süre sonra ortaya. Kılavuzumuzun ya bizim göremediğimiz referans noktaları vardı, ya da gördükleri ile değilde, yıllardır evimize giden yolun bilinçaltımıza kazınması gibi, o da kendi yolunu düşünmeden bulabiliyordu. Gerçekten de bir süre sonra onun ve ailesinin yaşadığı yere ulaştık. Çadırlarında bizi misafir ettiler, deve yetiştiriyorlardı. Yeni doğmuş bir deve yavrusunun bol bol resmini çektikten sonra yeniden yola çıktık.

Bu bölge Yemen’in geneli içinde nispeten daha tehlikeli olarak kabul ediliyor. Tüm yol boyunca (çöl hariç) beş altı kontrol noktasından geçtik. Bu bölgedeki Bedeviler, hükümetle çeşitli konularda pazarlık etmek için geçtiğimiz dönemde kimi turist gruplarını kaçırmışlar. Bu kaçırma olaylarının birinde çıkan çatışmada üç dört turist ölünce hükümet işi daha sıkı tutmaya başlamış. Yerel rehberimiz Sanaa’lı Hassan’a göre Bedeviler hükümetten iş istiyorlarmış ama işin çalışma kısmı ile değil para kısmı ile ilgileniyorlarmış.

Eğer bir gezgin olarak bir gün yolunuz çöle düşerse en büyük sorununuzun tuvalet olacağını size burada belirtmek isterim. Kimi ülkelerde yol üzerindeki tuvaletleri kullanmaktansa, doğanın kucağına sığınmak diyelim, yüzde yüz daha steril bir yoldur. Ya da zaten etrafta hiç tuvalet yoktur. Bu doğa gezintileri sırasında nerede olursa olsun mutlaka arkasına gizlenebileceğiniz bir kaya, çalı çırpı, ya da duvar parçası bir şekilde bulunur. Ama bir de çölde gözlerden biraz uzak bir yer bulmaya çalışın bakalım.. Moğolistan gezisini anlatan bir yazıda çok hoşuma giden bir satır okumuştum. Burada kan kardeşliğinden sonra çiş kardeşliğini de öğrendik diyordu. Hakikaten çölde bir çiş kardeşine kesin ihtiyacınız var. Bu kardeşlik kimi zaman birbirinizin önüne genişçe bir örtüyü perde olarak kullanıp portatif bir tuvalet oluşturmayı ya da siz bir arabanın gölgesinde işinizi hallederken diğerinin gözcülük yapıp etrafa kimseleri yaklaştırmaması gibi görevleri kapsamaktadır.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Küba'nın müzik dünyasına armağanı, efsane BUENA VISTA SOCIAL CLUB, 12 kişilik ekibiyle 3 Temmuz Salı akşamı BEŞİKTAŞ'ta Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampusü Konser Alanı'nda müzikseverlerle buluşuyor. Viva la musica Cubana.

Ayşegül Taştaban Erzincanoğlu/ Behçet dedi ki...

Hadi yaşadın gene....

Adsız dedi ki...

tek kelimeyle "azucar" - soy cubanos soy popular