1 Nisan 2007 Pazar

Padong Kadınları

Dün akşam aradan bir yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen Aralık 2005 tarihinde Tayland - Myanmar gezisini yaptığımız gruptan 9 kişi toplanarak Selim in gezi sırasında çektiği 3000 den fazla fotoğraf arasından seçerek oluşturduğu bir dia gösterisini izledik. 15-20 kiloluk koca fotoğraf çantaları ile oradan oraya hiç durmadan koşturmasının sonuçları harika olmuş. Grubun en çalışkanı ise Meriç ti. Aradan geçen onca zamandan sonra hala Tay ve Burma dillerinde kimi kasaba yada tapınak adlarını hatırladığına inanamadığım için çalışarak geldiğini düşünüyorum.

13 günde 9 kez uçak değiştirerek yaptığımız seyahatten geriye pek çok anı ile döndüm, zaman içinde kimileri soluklaşsa da Tayland ın en kuzey batı noktasında yaşayan Padong yada uzun boyunlu kadınlar bir şekilde hep aklımda kaldılar. Tayland lı olmasalarda, Tayland denince ilk aklıma gelenler onlar oldu nedense.

Padonglar aslen Myanmarlı, Bu ülkedeki en büyük etnik azınlıklardan biri olan Karenlerin bir alt etno linguistik grubuna aitler. Karenler savaşçı ve özgür ruhlu insanlar olmaları nedeni ile Myanmardaki askeri yönetim tarafından özellikle baskı altında tutuluyorlar. Tayland baskıdan kaçıp geldikleri bir ülke.

Bizim ziyaret ettiğimiz köye, Mae Hong Son dan tekneyle yaklaşık yarım saatte ulaştık. Oldukça ilkel şartlarda, ahşap ve sazlardan yapılmış evlerde yaşıyorlar ve bu bölgede buna benzer, 5-6 köy daha varmış. Köye girmek için belirli bir ücret ödeniyor, ve bu paraların bir kısmıda Myanmar dan ayrılmak isteyen yarı politik bir Karen grubunun mücadelesinin finansmanına gidiyormuş.

Ben kadınların boyunlarının, taktıkları halkalar sonucu, zaman içinde uzadığını zannediyordum ama anatomi cahilliğim burada ortaya çıktı ki, tam aksine köprücük ve omuzdaki kemikler aşağı doğru itiliyormuş. Boyuna ve dizlerine taktıkları halkaların ağırlığı yetişkin bir kadında ortalama 5 kilo ya ulaşırken, 22 kilo taşıyanına bile rastlanmış. Burada kendi dokudukları tekstil ürünlerini satıyorlar.
Kadınların boyunlarına neden halka takmaya başladıkları ile ilgili çeşitli hikayeler var. Birisi, köylerini terk edip diğer kabilelerden erkeklerle evlenmemeleri yada Burmalılara esir düşmemeleri için özellikle erkeklerin gözünde kendilerini çirkinleştirmeye çalışmaları ve zamanla bunun bir gelenek haline dönüşmesi. Bana göre, asıl güzel olanı ise kadınların bir ejderhanın soyundan geldiklerine inanmaları ve boyunlarını ejderha boynuna benzetmeye çalışmaları.


Kadınların bunları zorla taktığına inanmıyorum ki anlatılanlarda bu doğrultuda, gördüklerimde. Bir kere kadınlar büyük bir gurur içinde taşıyorlar halkalarını.Özellikle herkes halkalı çocukların fotoğraflarını çekerken, halka takmamışların mahzun bir şekilde kenarda kalmaları insanı üzüyor. Kendileride arkadaşları adına üzülüyorlar olacak ki resmini çektiğim üç küçük kız, el kol işaretleri ile beni adeta zorla iterek kenarda oturan halkasız arkadaşlarının resmini de çektirmişlerdi. Uzun boyunlu kadınların dışında köyde yaşayan ve bu halkalardan takmamış pek çok kadın ve çocukta vardı etrafta. Bana, bir mite olan inançları yüzünden, böylesi bir yükü taşımaya başlamaları daha mantıklı ve daha romantik geliyor.

Hiç yorum yok: